Göbekli
Tepe (kimi zaman Göbeklitepe olarak yazılıyor) günümüzden binlerce yıl öncesine
uzanan ve insanlığın gelişimi açısından adeta bir ayna görevi üstlenen bir kazı
sahası. Şanlıurfa il merkezine ortalama 20 kilometre uzaklıkta bulunan Göbekli
Tepe, neolitik dönemin, yani Cilalı Taş Devri’nin en önemli miraslarından
birisi. Öyle ki bu mirasın bir benzeri veya bu denli güçlü olanı henüz
bulunamadı.

Göbekli
Tepe’ye gidip gitmeme konusunda tereddüt yaşayanların ve gelecek seyahat
planları arasına burayı ekleyenlerin okuması için hazırladığımız bu içeriği
ister sık kullanılanlara ekleyin isterseniz bastırıp seyahatiniz sırasında
yanınızda bulundurun…

Cilalı
Taş Devri, insanlığın tarımla tanışması açısından önemlidir. Toplayıcılık ve
avcılıkla uğraşan insanlar, tarımla beraber yerleşik bir hayata başlamıştır.
Binlerce yıllık bir süreci kapsayan bu geçişin Dünya’da bilinen en somut ve
eski örneği ise şanslıyız ki Türkiye’de bulunuyor.

UNESCO
tarafından 2018 yılında Dünya Mirası kalıcı listesine giren Göbekli Tepe,
insanlığın tarımı öğrenmesiyle yerleşik yaşama geçmesine ve yerleşik yaşamın
ise inançlarında yapılara (ibadethane, put vb.) yer vermesine işaret eden bir
değerdir. Kısaca özetlemek gerekirse, buğdayın toprağa atılmasının inanç
ritüellerini nasıl etkilediğine dair bir ipucudur.

Gerçek
anlamda “tarihi” bir yer olan Göbekli Tepe, bulunduğu şehir itibariyle de
turistlerin ilgi odağıdır. Bunun ise iki nedeni var: Birincisi Şanlıurfa’nın
şehir merkezinde bulunan Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi, Şanlıurfa Kalesi,
Balıklıgöl ve Halil-ür Rahman Cami, Tarihi Hızmalı Köprüsü gibi tarihi, dini ve
kültürel yerler… İkincisi ise şehrin kendine özgü mutfağı…

Şanlıurfa
yemekleri deyince çoğunluğun aklına Urfa kebap geliyor olmalı; ama sadece bu
enfes ürün gelmemeli aslında. Nasıl ki bir yöre veya ülkenin yemeklerini
çorbalar, tatlılar, salatalar, hamur işleri gibi farklı sınıflarda
inceliyorsak, Şanlıurfa yemekleri de aynı sınıflandırmayı hak ediyor. Çoğumuzun
basit gördüğü çorbalarının sayısı bile fazlaca ve hatta kulak çorbası dahi
kendi içinde en az üç farklı tarzda yapılabiliyor. Tüm çorbaları içerisinde hem
lezzeti hem sağlıklı özelliğiyle öne çıkan ürün ise kaburga suyu çorbası...

İsot,
neredeyse altın kadar değerli şehirde. Gel gelelim isot cacığı ise enfes bir
meze olarak akılda tutulması gereken başlıca ürün. Acır dolması ise ara sıcak
olarak tercih edilebilecek en ideal etli dolma ürünlerinden birisi olarak
denenmeye değer bir başka lezzet. Yörenin
birçok köfte çeşidi de bulunuyor; ancak elbette çiğköftenin yeri tartışılmaz.
Etli çiğköfte bulmanız neredeyse olanaksız; ancak bir eve misafir olursanız ve
önünüze bu enfes ürün gelirse ret etmemenizde fayda var.

Şehirle
özdeşleşen pilavlardan bahsetmiyoruz ve hatta semsek, ağzı açık gibi hamur işlerini,
bamya çömleği, soğan aşı, çeşitli sebzelerle yapılan boranileri ve diğer sebze
yemeklerini de es geçiyoruz. Aklınızda tutmanızı tavsiye ettiklerimiz et
yemekleri, kebaplar ve tatlılar... But
sarması, kemeli kavurma, haşhaş kebabı, soğanlı kebap, tike kebabı, elmalı
tepsi kebabı gibi ürünlerden en az birini denemeden dönmemelisiniz. Yemeğin
ardından ise ister hırtlevik ister şıllık tatlısını tercih ederek son noktayı
koyabilirsiniz...

Göbekli Tepe’ye Gitmeden…