Almanya, Türklerin en çok ziyaret ettiği ülkeler arasında ilk sıralarda yer alıyor. Başkent Berlin başta Türkler olmak üzere her yıl milyonlarca kişi tarafından ziyaret ediliyor. Birbirinden güzel yüzlerce müzeye sahip olan Berlin, Avrupa’nın en iyi, en güzel cadde ve meydanlara da sahiptir. Bu yazımız içerisinde 3 günlük Berlin turu düzenlemek isteyen kişilere Berlin Gezilecek Yerler rehberi oluşturmaya çalışacağız.
Berlin ile ilgili hazırlayacağımız bu rehber sizlere şehrin en görkemli, cazibe dolu yerlerini gösterecektir. Rehber içerisinde sadece gezilecek yerler olmayacak. Aynı zamanda Berlin’de kalınacak yerler, Berlin’de ne yenir, Berlin’de ne yapılır gibi bilgiler de yer alacak. Gezilecek yerler ile yazımıza başlamak istiyoruz.
Brandenburger Tor
Brandenburger Tor, Berlin Gezilecek Yerler listemizde ilk sırada yer alıyor. Dilimizdeki anlamı Brandenburg Kapısı olan bu yapının inşasına 1788 yılında başlanmıştır. Prusya Kralı III. Friedrich Wilhelm talimatı ile yaptırılan kapının inşası 3 yıl kadar sürmüştür.
Brandenburger Tor aslında Atina’da bulunan Akropolis’in ana girişindeki kapıdan esinlenilerek oluşturulmuş bir yapıdır. Mimar Carl Gotthard Langhans tarafından yapılan kapının yüksekliği 26 metre olurken uzunluğu 65 metre, derinliği ise 11 metredir.
Brandenburger Tor Almanya'da Neo-Klasik tarzda inşa edilmiş ilk yapıdır. Kapı 2 sıra halinde dizilmiş 12 adetten sütundan oluşmaktadır. İhtişamlı bir görünüme sahip olmasından dolayı Berlin’e gelen kişiler ilk olarak bu kapının önünde fotoğraf çekmektedir.
Kapının üst bölümünde gördüğünüz heykelin adı Quadriga’dır. Johann Gottfried Schadow tarafından tasarlanmış olan bu heykel kapı üzerine 1793 yılında yerleştirilmiştir. Napolyon, 1806 yılında Berlin’i ele geçirdiğinde heykeli kapı üzerinden sökerek Paris’e götürmüştür. 1814 yılında Fransızların yenilmesi ile beraber heykel eski yerine yeniden getirilmiştir. Berlin’e gelip de bu kapı önünde fotoğraf çektirmeyen neredeyse yoktur.
- Adres: Pariser Platz, 10117 Berlin
Reichstag (Almanya Parlamento Binası)
Berlin’in şehir simgelerinden birisi haline gelen Reichstag Binasının çok ilginç bir tasarımı bulunmaktadır. Binanın tasarımı 1882 yılında düzenlenen bir yarışma sonucunda seçilmiştir. Paul Wllot tarafından yapılan çizimlerin beğenilmesi ile beraber inşaat 1884 yılında başlatılmıştır. 10 yıl süren çalışmalar sonrasında parlamento binası 1894 yılında kullanıma açılmıştır.
Reichstag içerisinde Klasisizm ve Yüksek Rönesans döneminden kalma derin izlerin olduğunu göreceksiniz. Binanın hemen girişinde çok ünlü yazı “Dem Deutschen Volk (Alman Halkı’na) yazısının yazıldığını göreceksiniz. Yıl boyunca oldukça yüksek oranda ziyaretçi alan binanın çatısında büyük bir cam kubbe bulunuyor.
Kubbe yılların vermiş olduğu etkiden dolayı zarar görmüştür. 1999 yılında yeniden onarılan kubbe yeniden yerine yerleştirilmiştir. Kubbe bölümünde bulunan panoramik camlar sayesinde harika bir berlin manzarası sizleri beklemektedir. Kubbe bölümüne girmek için kesinlikle ziyaret öncesinde rezervasyon yaptırmanız gerekiyor.
- Adres: Platz der Republik 1, 11011 Berlin
- Ziyaret Saatleri: 08.00-00.00
- Web Sitesi: bundestag.de/en/
Berliner Dom (Berlin Katedrali)
Müzeler Adası olarak adlandırılan bölgede bulunan Berliner Dom (Berlin Katedrali) 18. Yüzyılda kilise olarak inşa edilmiştir. Rönesans stili ile inşa edilen bu yapıya görkem katan en önemli şey kubbeleridir. Bu kubbeler II. Friedrich döneminde eklenmişlerdir.
II. Dünya Savaşı sırasında yaşanan çarpışmalar sonucunda yapı tamamen kullanılamaz hale gelmiştir. 1993 yılına kadar kapalı olan katedral bu tarihte büyük bir restorasyona girmiştir. 2006 yılına kadar süren çalışmalardan sonra katedral yeniden ziyarete açılmıştır.
Berlin Katedralini ziyaret ettiğinizde Hohenzollern Hanedanı üyelerine ait birçok mezar olduğunu göreceksiniz. Neo-Barok tarz ile inşa edilen katedralin çan bölümüne girdiğinizde muhteşem bir manzara sizleri karşılayacaktır.
- Adres: Am Lustgarten, 10178 Berlin
- Ziyaret Saatleri: 09.00-20.00
- Ücret: €7
- Web Sitesi: berlinerdom.de
Berlin Duvarı & East Side Gallery
Berlin Gezilecek Yerler denildiğinde birçok kişinin önerisi Berlin Duvarı & East Side Gallery olacaktır. 13 Ağustos 1961 yılında inşa edilen Berlin Duvarı 9 Kasım 1989’da yıkılana kadar Berlin’i Doğu ve Batı olarak ikiye bölmüştür. Berlin’in batı kısmını abluka altına almak için inşa edilen duvarın toplam uzunluğu 46 kilometredir.
1989 yılında halk artık Berlin Duvarı ile yaşayamayacaklarından dolayı harekete geçmiş ve duvarı yıkmak için bir çalışma başlatmışlardır. Paralel olarak 2 sıra halinde dizilen duvar halk tarafından yerle bir edilmiştir. “Utanç Duvarı” olarak adlandırılan bu yapıdan geriye kalanlar East Side Gallery içerisinde sergilenmektedir.
Berlin Duvarından geriye 1,3 kilometre uzunluğa sahip bir parça kalmıştır. Anıt olarak saklanan bu bölüme dünyanın 20 farklı noktasından gelen 105 sanatçı sanatlarından bir parça eklemişlerdir. 1990 yılında ziyarete açılan galeriyi kesinlikle görmenizi öneririz.
East Side Gallery!ye gitmek isteyen kişiler belediye otobüslerini kullanarak gelebilirler. Şehir merkezinden galeriye gelmek oldukça kolaydır. Duvarın başından başlayarak bir yürüyüşe çıkmanızı öneriyoruz. Resim galerileri sizlere Utanç Duvarı’nın insanlar üzerindeki kötü etkileri az da olsa yansıtacaktır.
- Adres: Mühlenstraße 3-100, 10243 Berlin
- Web Sitesi: eastsidegallery-berlin.com/data/eng/index-eng.htm
Alexanderplatz
Berlin’de Gezilecek Yerler listesine Alexanderplatz’i de eklemeyi unutmayın. Sosyal açıdan oldukça hareketli olan bu yer Orta Çağ dönemine kadar hayvan pazarıydı. Orta Çağ’dan sonra askeri amaçlarla kullanılan bu meydanın günümüzdeki görünümü 1971 yılından sonra meydana gelmiştir.
Rus Çarı I. Alexander 1809 yılında Berlin’i ziyaret ettikten sonra meydan Çar’ın ismi ile anılmaya başlanmıştır. 1971 yılında başlayan yenileşme ile beraber bu bölgeye birçok yeni yapı inşa edilmeye başlanmıştır.
1989 yılında 1 milyondan fazla insan bu meydanda toplanarak Doğu Alman Hükümetine karşı protesto gösterileri başlatmıştır. Berlin Duvarının yıkılmasında bu gösterilerin büyük oranda fayda sağladığını söyleyebiliriz.
Potsdamer Platz
Berlin Gezilmesi Gereken Yerler bakımından oldukça zengin bir bölgedir. Postdamer Platz olarak adlandırılan bu bölge yaptığı kentsel dönüşümlerle adından bahsettiriyor. Bu bölge 1920’li yıllara kadar Berlin’in ana arteri idi. II. Dünya Savaşı, Soğuk Savaş ve Berlin Duvarı buranın ıssız bir alan haline gelmesine neden olmuştur.
Postdamer Platz ile ilgili kentsel dönüşüm çalışmaları 1990 yılında başlamıştır. Kentsel dönüşüm kapsamında Sony Center, Daimler City ve Beisheim Center gibi önemli cazibe merkezleri inşa edilerek bölgenin popüler olması sağlanmıştır.
Postdamer Platz meydanı hem Avrupa hem de Amerikan stili bir karışımla şekillendirilmiştir. Meydanı ziyaret ettiğinizde yerel sanatçılar tarafından açılan açık hava sergilerine katılabilirsiniz. Meydanda dolaşmaya başladığınızda Berlin Duvarından kalma parçaların sakızla yapıştırıldığı bir duvar sizi karşılayacaktır. Gündüz sesiz sakin oturduğunuz yerlerde gece sabaha kadar açık bar ve discoların olduğunu göreceksiniz.
Checkpoint Charlie
Berlin Duvarından geriye kalanlardan birisi de Checkpoint Charlie’dir. Bu bölge Amerikan Birleşik Devletleri ordusu tarafından geçişleri kontrol etmek üzere inşa edilmiştir. 1961 yılında kullanılmaya başlanan bu bölge 1990 yılı ile beraber atıl hale getirilmiştir.
Kapının bu kadar uzun süre kullanılabilir olmasının elbette bir nedeni var. NATO’nun kontrolünde olan bu kapı bölgedeki 3. geçiş noktasıdır. Geçmiş dönemde birçok gazeteci, diplomat, yabancı ziyaretçiler bu kapı üzerinden Doğu Almanya’ya geçiş sağlamıştır.
Checkpoint Charlie kapısı Amerikan kuvvetleri ile Rus kuvvetleri arasında gerilim oluşmasına neden olmuştur. Bugün orijinalliğini hala korumakta olan kapı ziyaretçiler üzerinde büyük bir etki oluşturmuş durumda. Kapının olduğu yere gittiğinizde sizleri Haus am Checkpoint Charlie adında bir müze karşılayacaktır. Bu müze içerisinde Batı’ya kaçmak isteyen kişilere uygulana cezalar, kapının aktif olarak kullanıldığı dönem yaşanılan olaylar, birçok belge ve fotoğraf ile müzede sergilenmektedir.
Checkpoint Charlie müzesine giriş yapmak isteyen ziyaretçiler €14,50 giriş ücreti ödemek durumundadırlar. Müzenin dış bölümünde hediyelik eşyalar satan bir mağaza sizleri karşılayacaktır. Bugün temsili bir geçiş noktası bulunmaktadır. Bu geçiş noktalarında bulunan Amerikan üniformalı kişilerle ücreti karşılığında fotoğraf çektirebilirsiniz.
- Adres: Friedrichstraße 43-45, 10117 Berlin
Müzeler Adası
Müzeler Adası, Berlin’in en çok ilgi göre yerlerinden birisidir. Eğer sanat ve tarihe karşı aşırı merakınız varsa buraya uğramadan kesinlikle Berlin’den dönmeyin. Şehir içi ulaşım seçeneklerini kullanarak oldukça kolay ve hızlı bir şekilde buraya gelebilirsiniz. Buraya müzeler adası denilmesindeki ana neden Berlin katedrali ile beraber burada aktif 5 müzenin olmasından dolayıdır.
Ada üzerinde açılan ilk müze Altes Museum’dur. 1830 yılında ziyarete açılan bu müzenin bina tasarımı Karl Friedrich Schinkel’e aittir. Müze içerisindeki eserler Roma ve Yunan dönemlerine aittir.
Ada üzerinde bulunan ikinci müze ise Neues Museum’dur. Friedricj August Stüler tarafından tasarlanan müze binası 1841 yılında ziyaretçi kabulüne başlamıştır. II. Dünya Savaşı sırasında üze maalesef büyük oranda hasar görmüştür. Oldukça uzun bir süre kapalı kalan müze baştan sona yenilenerek 2009 yılında yeniden ziyaretçi kabulüne başlamıştır. Müze içerisinde Antik Mısır dönemi başta olmak üzere tarih öncesi devirlere ait kıymetli eserler sergileniyor.
Ada üzerinde bulunan bir diğer müze ise Alte Nationalgalerie müzesidir. Yapımına 1815 yılında başlanan müzenin inşaatı 1848 yılında ancak tamamlanabilmiştir. Müze içerisinde Prusya sanatçıları tarafından tasarlanan ürünler sergilenmektedir.
Ada üzerindeki dördüncü müze ise restorasyonu 2005 yılında tamamlanmış olan Bode-Museum'dur. Müze içerisinde Orta Çağ’dan başlayarak 18. Yüzyılın sonuna kadar tasarlanmış heykellerin sergilendiğini söyleyebiliriz.
Müzeler adasındaki son müze ise Pergamonmuseum’dur. Bu müze içerisinde Eğe Bölgesinde hüküm sürmüş krallıklardan kalma eserler sergileniyor.
- Ziyaret Saatleri: 10.00-18.00
- Ücret: €18
- Web Sitesi: smb.museum/en
Berliner Fernsehturm
Berlin Gezilecek Yerler listemizin henüz ortasındayız. 365 metre yüksekliği ile şehrin en yüksek yapısı olan Berliner Fernsehturm’u gezi listenize kesinlikle eklemenizi öneriyoruz. Bu yapının yapılmasına ilişkin ilk fikirler 1950’li yıllarda ortaya atılmıştır.
Mimar Günter Franke, Fritz Dieter, Werner Neumann kontrolünde yapımına 1960 yılında başlanan Berliner Fernsehturm televizyon kulesinin inşaatı 1964 yılında tamamlanmıştır. Ancak televizyon kulesinin açılışı çeşitli nedenlerden ötürü 1969 yılında yapılabilmiştir.
Günümüzde Almanya’nın simgelerinden birisi haline gelen televizyon kulesi her yıl 1 milyondan fazla insan tarafından ziyaret ediliyor. Televizyon kulesinin en tepesine çıkan kişiler panoramik Berlin manzarası ile karşı karşıya kalıyorlar. Buradan şehri izlemenin gerçekten keyif dolu olduğunu göreceksiniz.
Yerden 200 metre kadar yüksekte olan Berliner Fernsehturm’a çıkışlar asansör yardımı ile sağlanıyor. Asansör ile kulenin en tepesine çıkmak ortalama 40 saniye kadar sürüyor. Gözlem yapılabilen bölüm haricinde tepe bölümde bir bar ve restoran da bulunuyor.
- Adres: Panoramastraße 1A, 10178 Berlin
- Ziyaret Saatleri: 09.00-00.00
- Ücret: €12,50
- Web Sitesi: tv-turm.de/en
Charlottenburg Sarayı
Almanya’nın kendisine has bir mimari tarzı bulunuyor. Ancak ülkedeki ilk Fransız mimarisi Charlottenburg Sarayı inşası sırasında kullanılmıştır. Almanya’daki ilk Barok bahçenin burada yer aldığını, Prusya Prensesi Sophie Charlotte von Brandenburg bu bahçeden ötürü burayı yazlık saray olarak kullandığını söyleyebiliriz.
Charlottenburg Sarayının inşası 1699 yılında tamamlanmıştır. Ancak Büyük Friedrich 1740 yılında sarayın genişletilmesini istemiştir. Günümüzdeki görünüm o yıllarda yapılan genişleme ile sağlanmıştır. Saray; Hohenzollern Hanedanlığından kalma en önemli ve en büyük saray olarak da biliniyor.
Sarayın ilk yapıldığı dönemindeki tasarımı Arnold Nering’e ait olurken genişleme dönemindeki tasarımı Georg Wenzeslaus von Knoblsdorff’a aittir. Saray içerisindeki en değerli bölümlerin ise Beyaz Salon ve Altın Galeri olduğunu söyleyebiliriz.
Charlottenburg Sarayına girdiğinde Anronie atteau tarafından yapılmış tabloların sarayı süslediğini göreceksiniz. Saray ziyaretiniz sırasında Kraliçe Louise’nin mezarına, Yeni Köşk’e ve Belveder’e kesinlikle uğramanızı öneriyoruz.
- Adres: Spandauer Damm 20-24, 14059 Berlin
- Ziyaret Saatleri: 10.00-17.30
- Ücret: €10
Holocaust Anıtı
Berlin’de Nereye Gidilir araştırması yapan kişilere yine güzel bir önerim olacaktır. Naziler, II. Dünya Savaşı sırasında Yahudilere karşı büyük bir soykırım düzenlemişlerdir. 1980 yılında ünlü gazeteci Lea Rosh ve tarihçi Eberhard Jackel hayatını kaybeden Yahudiler için bir anıt yapılmasını önermiştir. Holocaust Anıtı bu fikir sonucunda hayata geçirilmiş bir projedir.
Alman Parlamentosu gelen bu istek sonrasında 1999 yılında anıtın yapılmasına karar vermiştir. İnşaat 2003 yılında başlatılmış olup 2005 yılında ancak tamamlanabilmiştir. Yapılan soykırımın unutulmaması için yapılan Holocaust Anıtı son dönemlerde oldukça fazla ziyaret ediliyor.
II. Dünya Savaşı sırasında resmi kayıtlara göre 6 milyondan fazla Yahudi hayatını kaybetmiştir. Bu insanlar adına yapılan anıt toplamda 19 bin metrekarelik bir alan üzerinde yer alıyor. Holocaust Anıtı içerisine girdiğinizde 0,95 metre genişliğinde, 2,38 metre yüksekliğinde 2,711 adet beton bulunuyor. Her yıl binlerce Yahudi hayatını kaybeden soydaşlarını anmak için buraya geliyor.
- Adres: Cora-Berliner-Straße 1, 10117 Berlin
Kreuzberg
Berlin Gezilecek Yerler listeleri içerisinde yer alan Kreuzberg, Türk nüfusunun en fazla olduğu yerdir. Hatta yerel halk bile bu bölgeyi Küçük İstanbul olarak adlandırmaktadır. Şehir SO 36 ve SW 61 olarak iki bölüme ayrılmıştır. SO 36 olarak adlandırılan bölge göçmenlerin yaşamı için ayrılmış alandır. SW 61 ise daha çok Alman halkının yaşadığı bir yerdir. Kreuzberg bir dönemler ülkenin en fakir şehri olarak dahi bilinirmiş.
Önceden oldukça fakir olan bu şehir günümüzde sosyal ve kültürel açıdan oldukça gelişmiş bir yerdir. II. Dünya Savaşı sırasında Naziler toplama kaplarını Kreuzberg yakınlarına kurmuştur. Kreuzberg’e gelen kişiler aynı zamanda Sachenhausen Toplama Kampı’nı da ziyaret edebilirler.
Kreuzberg’e girdiğinizde her yerde Türkçe levhaların asılı olduğunu göreceksiniz. Bu bölgede asla yabancılık çekmez, etrafınızda Türkler tarafından işletilen birçok dükkan olduğunu göreceksiniz. Kreuzberg bölgesi geçmişte birçok kanlı olayların döndüğü oldukça tehlikeli bir semtmiştir. 1980 ile 1990 yılları arasında 36 Boys Çetesi bu bölgenin tek hakimiymiş.
Günümüzde bu bölgeye giden kişiler eğlence dolu anlar yaşayabilirler. Türklerin ağırlıkla bulunduğu bu yerde yeme ve içme konusunda asla bir sıkıntı yaşamazsınız. Hatta Türkiye’deki restoranlarda bile tadamayacağınız lezzette kebap ve döner yiyebilirsiniz.
Bergama Müzesi
Berlin Gezilmesi Gereken Yerler listemizde yer alan Bergama Müzesi, Müzeler Adasının hemen üzerinde yer alıyor. Bu müze içerisinde yer alan arkeolojik eserler Anadolu’da yapılan kazılar sırasında açığa çıkarılan eserlerden oluşmaktadır. Müzenin açılışı aslında oldukça yakın bir zamana aittir. Müzenin açılışı 1910 yılına dayanmaktadır.
Müze isminin nereden geldiğini merak ediyor olabilirsiniz. Anadolu’da oldukça uzun bir süre hüküm süren Bergama Krallığından gelen müze ismi içerisinde yine bu krallığa ait eserler barındırıyor. Müzeyi gezerken Bergama Krallığının yanı sıra Milet Antik Kenti’ne ait kalıntıları da görebilirsiniz. Müzenin tasarımı Alfred Messel’e ait olurken inşa sırasında ekibe Ludwig Hoffmann eşlik etmiştir.
Bergama Müzesi 3 bölümlerden oluşmaktadır. İslam Sanatları Müzesi, Antik Eserler Koleksiyonu ve Ön Asya Müzesi bölümlerine sahip olan müzede en değerli bölümün Bergama Sunağı, Milet Pazar Kapısı, Babil Alay Yolu ve İştar Kapısı olduğunu söyleyebiliriz.
- Adres: Bodestraße 1-3, 10178 Berlin
- Ziyaret Saatleri: 10.00-18.00
- Ücret: €12
- Web Sitesi: smb.museum/en/museums-institutions/pergamonmuseum/home.html
Tiergarten
Berlin Görülmesi Gereken Yerler listemizin dolu dolu olduğunu görmüşsünüzdür. 210 hektarlık bir alana sahip olan Tiergarten aynı zamanda Berlin’in en büyük parkı olma özelliğine sahiptir. Parkın bulunduğu yer 19. yüzyılda kraliyet ailesinin avlanma alanı imiş. Avlanma alanının parka dönüştürülme fikri ise 17. Yüzyılın sonlarına doğru olmuştur. III. Friedrich buraya park yapılmasını istemiştir.
1833 yılında başlayan çalışmalarda Peter Joseph Lenné aktif olarak rol almıştır. 1838 yılında biten park ortaya muazzam bir doğal güzelliğin çıkmasını sağlamıştır. Ancak bu güzellik II. Dünya Savaşı sırasında büyük hasar görmüştür. II. Dünya Savaşı nedeni ile barınma sorunu yaşayan yerel halk park içerisinde bulunan ağaçların hemen hemen tamamını keserek yakmak durumunda kalmıştır.
Alman halkı savaştan sonra parka bağışlar yaparak eski ihtişamlı görünümün oluşmasını sağlamıştır. 1949 yılında başlayan çalışmalar bugün gördüğümüz görüntünün açığa çıkmasını sağlamıştır. Günümüzde yerel halkın şehirden kaçmak için kullandığı bu yerde Zafer Anıtı bulunuyor. Park içerisinde aynı zamanda Berlin Hayvanat Bahçesi de bulunuyor. Hafta sonları çeşitli sanat ve kültürel etkinliklerinin düzenlendiği Tiergarten parkına kesinlikle uğramanızı tavsiye ederiz.
Kaiser Wilhelm Anıt Kilisesi
Berlin’de Nereye Gidilir araştırması yapan kişilere yine çok güzel bir önerimiz olacaktır. Charlottenburg bölgesinde bulunan Kaiser Wilhelm Anıt Kilisesi Almanya’nın birinci kralı I. Wilhelm anısına inşa edilmiştir. Yapımına 1891 yılında başlanan anıtın inşası ancak 189 yılında tamamlanabilmiştir. Yapının inşası sırasında Franz Schwechten gözetme olarak bulunmuştur.
1895 yılında görkemli bir törenle açılan bu kilisenin Neo-Romantik tarz ile inşa edildiğini söyleyebiliriz. Breitscheidplatz üzerinde yer alan Kaiser Wilhelm Anıt Kilisesi üzerine 1943 yılında büyük bir bombardıman düzenlenmiştir. Bu saldırı sırasında kilise büyük oranda hasar almıştır. Kiliseden geriye kalan bölümler restore ile anıt statüsüne yükseltişmiştir. Yapılan restore çalışmaları sonrasında kilise 1961 yılında yeniden ziyarete açılmıştır.
- Adres: Breitscheidplatz, 10789 Berlin
- Ziyaret Saatleri: 09.00-19.00
- Web Sitesi: gedaechtniskirche-berlin.de/
DDR Müzesi
Berlin Katedrali karşısında oldukça şık bir kültürel tesis bulunuyor. Demokratik Almanya Cumhuriyetinde insanların günlük yaşamda neler yaptıklarını merak ediyorsanız DDR Müzesine uğramanızı öneririz. Peter Kenzelmann tarafından 2004 yılında hizmete açılan bu müze içerisinde toplamda 27 adet tematik bölüm bulunuyor. Bazı bölümlerin multimedya gösterimleri ile destekleniyor oluşu, müzeye olan ilginin kat ve kat artmasına olanak sağlamıştır.
DDR Müzesi içerisine girdiğinizde çok ilginç parçalardan oluşan bir koleksiyon sizleri karşılayacaktı. En Müze içerisinde göreceğiniz parçalardan bazıları şunlardır; Batı Almanya ile Doğu Almanya arasında oynanan bir maçta kullanılmış top, eski Alman bakanlığının filosunda bulunan Volvo marka bir araç, Sosyalist Parti’nin toplantıları sırasında kullanmış oldukları masa, Bautzen ve Erfurt cezaevlerinden getirtilmiş orijinal ceza evi hücreleri görebileceğiniz eserlerden bazılarıdır.
DDR Müze ile beraber Berlin’de buna benzer birçok müzenin bulunduğunu göreceksiniz. DDR Müzesi sonrasında Müzeler Adasını da ziyaret edebilirsiniz. Özellikle Doğu Berlin dönemine ait birçok eser bu müze içerisinde sergilenmektedir.
- Adres: Karl-Liebknecht-Str. 1, 10178 Berlin
- Ziyaret Saatleri: 10.00-20.00
- Ücret: €8,50
- Web Sitesi: ddr-museum.de/en
Gendarmenmarkt
Berlin’de Gezilecek Yerler listemizin sıradaki durağı Gendarmenmarkt’tır. Günümüzde Berlin’in en güzel meydanlarından birisi olan bu yer geçmişte askerlerin yürüyüş yaptıkları çok özel bir yerdir. Öncelikle sizlere meydanın isminin nereden geldiği hakkında bilgi verelim. Bu yerin ismi II. Friedrich tarafından yok edilmiş olan Fransız süvari askerlerinden gelmektedir. Meydanın etrafında oluşturulan yerleşim yerine Fransa’dan kaçmak zorunda kalan Protestan halk yerleştirilmiştir.
Gendarmenmarkt meydanının tam ortasında şair Friedrich Schiller’ın heykeli bulunmaktadır. Almanya geziniz Noel zamanında olursa burada çok özel bir pazarın kurulduğunu görebilirsiniz. Aynı zamanda sıcak yaz akşamları da açık hava etkinlikleri düzenlenmektedir. Klasik müzik tutkunları, açık hava etkinliklerinde harika bir şölene şahit olabilirler.
Gendarmenmarkt birçok Avrupa şehrinde olan klasik meydanlara çok fazla benzemektedir. İsterseniz bu meydanda oturup çevre izleyebilir, bir yandan da ruhunuzu dinlendirebilirsiniz. Buraya akşamları gelmeye çalışmanız iyi bir tercih olacaktır.
Ihlamurlar Altında (Under der Linden)
Berlin Katedralinden başlayarak Brandenburg Kapısına kadar uzanan 1,5 kilometrelik bulvar Berlin’in en eski ama bir o kadar da en büyüleyici yerlerinden birisidir. Under der Linden adı verilen bu bulvarın 1573 yılından bu yana kullanıldığını görüyoruz. Bulvar üzerindeki ağaçların ne kadar yaşlı olduklarını fark edebilirsiniz. Bulvar üzerindeki ağaçların büyük bir çoğunluğu 1647 yılında inşa edilmiştir.
Alman Kraliyet Ailesinin gücü 1700 yılında artmaya başlamış. Kraliyet ailesinin güçlenmesi ile beraber mimaride de büyük gelişmeler yaşanmaya başlamıştır. 1700 yılından itibaren bulvarın etrafına bir dizi yapı inşa edilmiş, bulvarın aktif olarak kullanılması sağlanmıştır.
Ihlamurlar Altında olarak adlandırılan bulvarın doğu tarafında Alte Fritz adında bir anıt bulunuyor. Aynı zamanda Neo-Klasik mimari ile inşa edilmiş Neue Wache, savaşlar nedeni ile hayatını kaybeden ve diktör yönetiminin meydana getirdiği karanlık yapıyı simgeliyor.
Zihninizi dinlendirmek istiyorsanız Under der Linden caddesini baştan sona yürüyebilirsiniz. Ancak beklentinizi çok yüksek tutmamanızı öneririz. Caddenin oldukça sade ve basit olduğunu göreceksiniz.
Victory Column
-
Victory Column
Victory Column, Tiergarten Parkı’nın tam da ortasında yer alıyor. 1864 yılında inşa edilen bu anıtın tasarımı Heinrich Strack’a aittir. Bu yapının inşa edilmesinin elbette bir nedeni var. Almanya, Danimarka’ya karşı elde ettiği zaferi kutlamak amacı ile bu yapıyı inşa ettirmiştir.
Victory Column inşası 1873 yılında ancak tamamlanabilmiştir. Bu sürece kadar Almanya aynı zamanda Fransa ve Avusturya savaşlarını da kazanmış, yapı bu zaferleri de simgeleyecek şekilde revizelenmiştir.
Victory Column anıtının yeri aslında ilk başlarda farklı bir yerdeymiş. Daha öncesinde Königsplatz meydanında yer alan anıt 1938 yılında Hitlerin talimatları ile bugün ki yerine taşınmıştır. Hitler; Berlin’i dünyanın başkenti olarak görüyordu. Bu bağlamda anıtın yükselmesini isteyen Hitler yapıya bir dördüncü kat ekletmiştir. Yapılan ek ile beraber anıtın yüksekliği toplamda 67 metreye çıkarılmıştır.
Anıtın bu kadar görkemli olmasındaki ana nedenlerden birisi de üst bölümde bulunan Roma Zafer Tanrıçası Victoria’nın bronz jeykelidir. Friedrich Drake tarafından tasarlanan heykelin ağırlığı 35 ton olurken boyu 8,4 metredir. Anıtın yapısal özelliklerini hala korumaya devam ettiği görülüyor.
- Adres: Großer Stern, 10557 Berlin
- Ziyaret Saatleri: 09.30-18.30
- Ücret: €3
Sony Center
Berlin Gezilecek Yerler listemizin son sırasında Sony Center yer alıyor. Keyifli saatler geçirmek için oldukça ideal olan bu bölge alışveriş yapmak için de çok idealdir. Postdamer Meydanı içerisinde yer alan Sony Center içerisinde aynı zamanda vizyon filmlerinin sergilendiği 8 odalı bir sinema salonu bulunmaktadır.
Her sinema salonunun farklı bir konsepti bulunuyor. Berlin Film Festivali kapsamında salon içerisinde birçok etkinlik ve gösterinin düzenlendiğini göreceksiniz. İçerisinde aynı zamanda Legoland Discovery Center gibi çocuklara yönelik eğlenceli hizmetler sunan bölümler de bulunmaktadır. Mağaza içerisinde 1,000 metrekarelik devasa bir Sony mağazası bulunmaktadır.
Noel zamanı bölgeye gelen kişiler Sony Center’da harika zamanlar geçirebilirler. Mimari açıdan kusursuz bir görüntüye sahip olan Sony Center Noel zamanı ile beraber daha iyi bir görünüme sahip olmaktadır. Her yıl Noel zamanı 100 bin ışık kaynağı ile aydınlatılan Sony Center neredeyse tüm şehirden görülebilmektedir. Oldukça büyük olan bu pazarda aynı zamanda Alman geleneksel lezzetlerin de tadına bakabilirsiniz.
- Adres: Potsdamer Straße 4, 10785 Berlin
- Ziyaret Saatleri: 11.00-00.00
- Web Sitesi: sonycenter.de/en
Berlin ile ilgili rehberimiz burada bitmiyor. Gezilecek yerlerin sona ermesi ile beraber Berlin'de Nerede Kalınır? Berlin'de Ne Yenir gibi soruların yanıtlarını da vermeye çalışacağız.Berlin rehberimizin geri kalan bölümü;
Berlin’de Nerede Kalınır?
Berlin Gezilecek Yerler listemizin sona ermesi ile beraber konaklama konusuna da değinmek istiyoruz. Yeşilin her renk tonu bulunan Berlin’in aynı zamanda eğlence hayatı ile ön plana çıkıyor. Şehir içerisinde birbirinde güzel kent parkları, birbirinden farklı temalara sahip müzeler 7’den 70’e herkese eğlenceli içerikler sunuyor.
Berlin’deki yaşamın izleri 13. Yüzyıla kadar dayanıyor. Ancak; II. Dünya Savaşı sırasında şehir büyük oranda hasar görmüş daha sonrasında Doğu ve Batı Berlin olmak üzere şehir ikiye ayrılmıştır. Berlin’i gezmek, görmek isteyen kişiler için konaklama sorun olabilmektedir. Şehir içerisinde konaklama 6 farklı bölümde yapılabilmektedir. Otel seçimlerinizi Mitte ve Alexanderplatz Meydanı Çevresi, Kreuzberg, Friedrichshain, Neukölln, Prenzlauer Berg, Schöneberg bölgelerinde konaklamalar yapabilirsiniz. Berlin Otel Tavsiyesi konusundaki listemi ise;
3 Yıldızlı Otel Önerisi: Mitte ve Alexanderplatz Meydanı Çevresinde bulunan Hampton by Hilton Berlin City Centre ve Motel One Berlin-Hackescher Markt otellerinde, Kreuzberg bölgesinde bulunan Novotel Suites Berlin City Potsdamer Platz otelinde, Friedrichshain bölgesinde bulunan IntercityHotel Berlin Ostbahnhof otelinde, Schöneberg bölgesinde bulunan Motel One Berlin-Tiergarten otelinde konaklayabilirsiniz. Oteller 3 yıldızlı olmalarına karşın oldukça temiz, yüksek puanlara sahiptirler.
4 Yıldızlı Otel Önerisi: Mitte ve Alexanderplatz Meydanı Çevresinde bulunan Park Inn by Radisson Berlin ve NH Collection Berlin Mitte Friedrichstrasse otellerinde, Kreuzberg bölgesinde bulunan Crowne Plaza Berlin – Potsdamer Platz ve NH Berlin Potsdamer Platz otellerinde, Friedrichshain bölgesinde bulunan Holiday Inn Berlin City East Side ve nhow Berlin otellerinde, Neukölln bölgesinde bulunan Mercure Hotel Berlin Tempelhof ve Estrel Berlin otellerinde, Prenzlauer Berg bölgesinde bulunan MEININGER Hotel Berlin Alexanderplatz ve Victor’s Residenz-Hotel Berlin otellerinde, Schöneberg bölgesinde bulunan Crowne Plaza Berlin City Centre ve RIU Plaza Berlin am Kurfürstendamm otellerinde konaklayabilirsiniz. Otellerin hemen hemen tamamı Booking üzerinden 8,8 ve üzeri puan almışlardır. Ziyaretçiler tarafından olumlu binlerce yoruma sahip olan bu otelleri kesinlikle önerebiliriz.
5 Yıldızlı Otel Önerisi: Mitte ve Alexanderplatz Meydanı Çevresinde bulunan Hotel Adlon Kempinski Berlin otelini önerebiliriz. 9,3 Booking puanına sahip olan bu otelin oldukça lüks ve kaliteli olduğunu söyleyebiliriz. Berlin içerisinde sayısız 5 yıldızlı otel bulunmaktadır. Ancak; bu yazımız içerisinde sadece 1 tane otel önermek istedik.
Berlin’de Ne Yapılır? Berlin’de Yapılacak Şeyler Listesi
Almanya’nın başkenti Berlin’in 4 milyondan fazla bir nüfusu bulunuyor. Tarihi sıcak ve soğuk savaşlarla dolu olan bu şehrin sanata verdiği önemin gerçekten çok fazla olduğunu görüyoruz. Savaşlardan oldukça fazla bunalan Alman halkı özgürlüklerini elde ettikleri günden bu yana eğlenceye çok fazla önem veriyor. Aynı zamanda doğal güzellikler bakımından da oldukça güzel seçeneklere sahip olan Berlin Dünya’nın en güzel başkentlerinden birisidir.
Berlin’de Ne Yapılır? Diye karamsarlığa düşmeyin. Bu şehirde emin olun uyumamak için kendinizi zorlayacaksınız. Sanat galerileri, müzeler, mimarileri, alışveriş güzellikleri ile ön plana çıkan Berlin, gastronomi konusunda da oldukça başarılıdır.
Brandenburg Kapısı’ndan Geçin
Berlin’de Yapılacak Şeyler listemizin ilk sırasında Brandenburg Kapısı yer alıyor. Berlin’e gelen her yabancı ilk olarak bu kapıya gelmelidirler. Şehrin simgelerinden birisi olan bu kapı ile ilgili yukarı bölümde zaten detay vermiştik.
12 kolona sahip olan Brandenburg Kapısının 5 geçidi bulunmaktadır. Her Kolonların üzerinde ise 5 attan oluşan oldukça kıymetli bir heykel bulunmaktadır. Kapı II. Dünya Savaşından bile sağ çıkarmayı başarmıştır. Brandenburg Kapısı önünde fotoğraf çekinmenin ise bir geleneğe dönüştüğünü söyleyebiliriz.
Yürüyüş Yaparak Tarihi Yapıları Görün
Berlin’i 2 saat gezerek keşfedemezsiniz. Kültürel açıdan oldukça zengin olan bu şehrin doğa ve kültürel zenginliklerinin de olduğunu söyleyebiliriz. Bu şehirde sadece bir gününüzü yürüyerek gezmeye ayırın. Basit bir turla şehir içerisinde bulunan muhteşem yapıları aynı anda görebilirsiniz. Almanya Parlamento Binası, Reichstag, Kaiser Wilhelm Kilisesi, Zafer Anıtı, Gedachtniskirche Kilisesi, Konzerthaus Konser Salonı gibi yapıları 3 saatlik bir yürüyüş ile görebilirsiniz.
Yürüyüş yaparak tarihi yapıları görme fikri çok güzeldir. Ancak yanınızda bir rehber olması durumunda gezinizin daha da keyifli hale gelmesini sağlayacaktır. Rehberler eşliğinde düzenlenen tur ortalama olarak 3,5 saat sürmektedir. Oldukça ekonomik olan bu tur sayesinde Berlin’i yakından keşfedebilme fırsatına sahip olacaksınız.
Müzeler Adası’nda Sanata Doyun
Yazımızın her bölümünde Berlin sanat ve tarih açısından zengin olduğunu dile getirmiştik. Berlin turunuzu zenginleştirmek istiyorsanız sanat dolu bir gün geçirmeniz gerekiyor. Tüm dünyaca ünlü olan Müzeler Adası üzerinde birbirinden zengin içeriklere sahip 5 müze bulunuyor. Temelleri 19. Yüzyılda atılmış olan bu bölgede ilk müzenin 1830 yılında açıldığını söyleyebiliriz. Berlin Gezilecek Yerler listemizde hangi müzenin ne zaman açıldığı, içerisinde sergilenen eserleri ayrıntıları ile beraber dile getirmeye çalıştık.
Müzeler Adası üzerinde aynı zamanda Şehir için çok önemli bir değere sahip Berlin Katedrali’de yer alıyor. Müzeleri gezdikten sonra katedrale de biraz zaman ayırabileceğinizi düşünüyoruz. Eğer tüm müzeleri detaylı bir şekilde gezecek olursanız buraya bir tam gün ayırmanız gerekecektir.
Berlin Duvarı’nı Görün
Berlin’de Ne Yapılır öneri listelerinde aslında ilk sırada Berlin Duvarını görmek yer alıyor. Tarihte çok fazla trajediye neden olmuş olan bu duvar günümüzde Almanlara büyük bir ders veriyor. Berlin’i doğu ve batı olacak şekilde ikiye ayıran bu duvar birçok aileyi birbirinden ayırmıştır. Yerel halk tarafından utanç duvarı olarak anılan Berlin Duvarı 1989 yılında yıkılmıştır. Günümüzde duvardan arta kalanları görebilmek mümkündür. Duvardan kalma parçalar, bazı belge ve resimler East Side Gallery içerisinde sergilenmektedir.
Tiergarten Parkı’nda Dinlenin
Gün boyunca yürüyerek tarihi yapıları gezeceksiniz. Gün sonuna doğru geldiğinizde çok yorgun olduğunuzu hissedeceksiniz. Stresli bir günün ardından dinlenmek için ise Tiergarten Parkını tercih edebilirsiniz. Hele bir de hava güzel ise çimlere uzanarak biraz dinlenmek çok iyi gelecektir. Tiergarten Parkı içerisinde aynı zamanda Başkanlık Sarayı ve Bellevue Sarayı gibi önemli yapılar da bulunmaktadır.
Gendarmenmarkt Meydanı’nda Keyif Yapın
Tarihi bölgelerde yürürken dikkatinizi en çok Gendarmenmarkt Meydanı çekecektir. Tarihi meydan içerisinde Alman ve Fransızlar tarafında yapılmış kiliseler bulunmaktadır. Tarihi yapıların oluşturduğu atmosfer meydanın popülerleşmesine büyük oranda katkı sağlamaktadır.
Fernsehturm’dan Berlin’i Seyredin
Alexanderplatz Meydanı içerisinde yer alan Fernsehturm televizyon kulesi Avrupa’da bulunan en yüksek ikinci yapıdır. Komünist Doğu Almanya tarafından yaptırılan televizyon kulesinin en üst noktasına çıktığınızda bütün Berlin’in ayaklarınızın altında olduğunu göreceksiniz. 40 saniyede asansör yardımı ile çıkacağınız kulede aynı zamanda restoran gibi vakit geçirecek yerler de bulunmaktadır.
Filarmoni Orkestrası’nın Bir Konserine Gidin
Berelin Filarmoni Orkestrası dünya üzerindeki en iyi orkestralardan birisi olarak kabul edilir. Berlin’e kadar gitmişken Filarmoni orkestrasını dinlemeden dönerseniz büyük pişmanlık yaşayabilirsiniz. Turistler için özel gösteriler yapan ekip sanat dolu birkç saat geçirmenize olanak sağlamaktadır.
Hayvanat Bahçesi’ni Görün
Berlin’de Ne Yapılır listenize Avrupa’nın en çok ziyaret edilen hayvanat bahçesini de ekliyoruz. Berlin Hayvanat Bahçesi çita ve aslan başta olmak üzere goriller, şempanzeler gibi birçok hayvanın evi olmuş durumdadır. İçeride doğal yaşama uygun barınakların yapıldığını görünce buranın hayvanat bahçesi olmadığını dahi düşünebilirsiniz. Berlin seyahatinizi aileniz ile beraber yapıyorsanız hayvanat bahçesine kesinlikle uğramanızı öneriyoruz.
Botanik Bahçesi’nde Keyif Yapın
Doğa severler için de Berlin içerisinde çeşitli aktiviteler bulunuyor. İçerisinde 22 bin bitki ve ağaç türü bulunan Berlin Botanik Bahçesi’ni görmeden asla geri dönmeyin. Araç ile kent merkezinden yarım saat süren bir yolculukla gelebileceğiniz botanik park içerisinde yemyeşil bir ortam sizleri karşılayacaktır. Botanik bahçenin hemen dışında bulunan Berlin Arboretum’u içerisinde bulunan “Arbour of Roses” bölümü doğaya olan bakış açınızı tamamen değişmesine neden olacaktır.
Hackesche Höfe’de Eğlenin
Şehir merkezinde biraz daha vakit geçirmenizi istiyoruz. Yerel halkın eğlenmek için geldiği Hacesche Höfe bölgesine kesinlikle uğramalısınız. Art Nouveau stiline sahip birbirine bağlantılı binaların yer aldığı bu bölge daha sonra sosyalleşmek amacıyla restore edilmiştir. Bölge içerisinde bulunan bar, gece kulübü, alışveriş mağazaları, tiyatro salonlarının, sinema salonlarının belirli bir temaya sahip olduğunu göreceksiniz.
Bölge I. Avlu ve II. Avluve diğerleri olacak şekilde kendi içerisinde 3’ye ayrılmıştır. I. ve II. Avlu 24 saat açık olurken diğer bölgeler akşam olması ile beraber kapanmaktadır. Avlular arasında dolaşarak bölgeyi keşfetmenizi öneririz.
Kreuzberg’da Küçük İstanbul’la Tanışın
Kreuzberg aslında dünyanın dört bir yanından gelen göçmenlerin yaşadığı bir yerdir. Yaşamın oldukça ucuz olduğu bu bölgede Berlin’in çok kültürlü yapısı hakkında bilgi edinebilirsiniz. Türklerin oldukça fazla olduğu bu bölgeye Küçük İstanbul asdı verilmektedir. Nereye bakarsanız bakın bir Türk, Türkler tarafından açılmış bir işletme görecekseniz. 3 4 saatinizi ayırarak Kreuzberg sokaklarını dolaşarak Küçük İstanbul ile tanışmanızı öneriyoruz.
Strandbad Wannsee’de Güneşlenin
Berlin’in denizi olmayabilir. Ancak; yazın bu şehre geldiğinizde insanların yarım saat uzaklıktaki Strandbad Wannsee gölüne giderek dinlendiklerini göreceksiniz. Birbirinden güzel su sporların düzenlendiği bu gölge tekne turlarına katılabilir, doyasıya yüzebilir, güneşlenebilirsiniz.
Strandbad Wannsee içerisinde çocuklar da düşünülmüş durumda. Birbirinden güzel oyun parklarında çocuklarınız doyasıya eğlenebilir. Göl kenarına geldiğinizde buranın bir sahil kasabası olduğunu bile düşünebilirsiniz. Restoran, cafe, bar ve yürüyüş yolları bulunan Strandbad Wannsee bölgesinin oldukça hareketli olduğunu göreceksiniz.
Auf Asche Sokak Lezzetlerini Tadın
Berlin’in aynı zamanda bir gastronomi şehri olduğundan bahsetmiştik. Tüm dünya mutfaklarından ürünlerin satıldığı Berlin’de sokak lezzetlerinin çok lezzetli olduğunu göreceksiniz. Prenzlauer Berg Bölgesi içerisinde yer alan Auf Asche sokak lezzetlerini denemeden kesinlikle geri dönmemenizi öneriyoruz. Alman lezzetlerinin yanı sıra Türk, İtalyan, Hint, Vietnam, Meksika, Brezilya mutfaklarından da sokak lezzetleri barındıran bu yer, gece atıştırmalığı için çok idealdir.
Berlin’e Yakın Saray ve Şatoları Görün
Berlin’de Ne Yapılır listemizin son sırasında Berlin Saray ve Şatolarını görmek yer alıyor. Berlin kent merkezinden metro yardımı ile 1 saat uzaklıkta olan şato ve sarayları kesinlikle gezi listenize ekleyin. Şehirden uzaklaşmak isteyen kişiler için de oldukça ideal olan saraylar, UNESCO tarafından da koruma altına alınmıştır.
Berlin kent merkezine yarım saat uzaklıklıkta olan Sanssouci Sarayı, Pöpenick Sarayı, Spandau Kalesi, Charlottenburg Sarayı gezi listenizde kesinlikle yer almalıdır. En uzağı 1 saatte olan sarayları rehberli turlar ile gezmenizi öneririz. Oldukça ekonomik olan rehberli turlar yarım gün içerisinde tüm sarayları dolu dolu gezmenizi sağlayacaktır.
Berlin’den Ne Alınır? Berlin Alışveriş Rehberi
Almanya’nın başkenti Berlin’in hem tarihi hem de kültürel bir geçmişi bulunuyor. Kendisine özgü bir yapıya sahip olan Berlin, Avrupa’nın birçok şehrine yakından ve uzaktan benzemektedir. Her ziyaretçide farklı izler bırakan Berlin’in oldukça iyi bir alışveriş seçeneğine sahip olduğunu söyleyebiliriz. Berlin’e giden kişiler, kendilerine çok iyi bir alışveriş haritası çıkarmaları gerekmektedir. Sizlere bu yazımız içerisinde Berlin’den Ne Alınır hakkında bilgiler vermeye çalışacağız.
Berlin’de çok lüks mağazaların yanı sıra sem pazarları da bulunmaktadır. Hatta Berlin’in bazı sokaklarında neredeyse bedava fiyatlar ile bit pazarlarının kurulduğunu göreceksiniz. Berlin’de alışverişe çıkmadan önce sizlere bazı konular hakkında bilgiler vereceğiz.
Para Birimi: Berlin’e gitmeden önce tüm detaylara hakim olmanız gerekiyor. Öncelikle Almanya’nın kullanmış olduğu para birimi hakkında bilgiler verelim. Almanya, diğer Avrupa ülkeleri gibi Euro para birimini kullanmaktadır. 2020 Ekim ayında 1 Euro’nun karşılığı 9,35 TL’dir.
Döviz Bozdurma: Dolar’dan sonra en yaygın para birimi Euro’dur. Almanya’ya yol çıkmadan önce ülkemizde oldukça rahat bir şekilde Euro temin edebilirsiniz. Türkiye’de sayıları binlerce bulunan dövizcilerden oldukça kolay bir şekilde TL > Euro bozumu yapabilirsiniz.
Kredi Kartı Kullanımı: Berlin’de alışveriş yaparken, yemek yerken elbette kredi kartı kullanabilirsiniz. Kredi Kartı şehir içerisinde hemen hemen birçok işletmede geçerlidir. Bazı işletmeler sadece nakit ile çalıştıklarından dolayı yanınızda en azından bir miktar nakit para bulundurmaya özen gösterin.
Berlin’de Alışveriş Yapabileceğiniz Bölgeler
Berlin’in her sokağında alışveriş yapabilmeniz mümkündür. Cadde üstü sokaklar, sokak içi butikler, alışveriş merkezi başta olmak üzere her yerden bir şeyler satın alabilirsiniz. Bu şehirde bir akşam yemeğinden daha uygun fiyatlara birçok şey satın alabilirsiniz. Lüks mağazalar genelde çok ünlü caddelerde sıralanmaktadır. alışveriş yapabileceğiniz bölgelerden bazıları;
Kurfürstendamm (ku’damm): Berlin’in en ünlü caddelerinden birisi olan Kurfürstendamm lüks alışveriş mekanları ile dolu bir yerdir. Her kesme hitap eden markaların yanı sıra sadece belirli bir kesim tarafından satın alınabilecek lüks mağazalar ile de doludur.
Tauentzien Caddesi: Berlin’de gurme yiyeceklerin tadına bakabileceğiniz bu yerde özel üretim birçok markanın bulunduğunu göreceksiniz. Şehir içerisinde aynı zamanda dilimizde “Batının Mağazası” anlamına gelen Kaufhausdes Westens giyim mağazasına da kesinlikle uğramanızı öneririz. 7 kattan oluşan bu kültür merkezinin giyim adına her türlü ürün barındırdığını göreceksiniz.
Potsdamerplatz: Berlin’in en ünlü meydanlarından birisi olan Potsdamerplatz etrafını alışveriş merkezleri ile donatmıştır. Turistler ile yerel halkın iç içe geçtiği bu meydanda Arkaden ve Mall Of Berlin alışveriş merkezlerine kesinlikle uğramanızı tavsiye ederiz.
Mall Of Berlin: Sıradan alışveriş kültürünü değiştiren Mall Of Berlin günlük yaşama dair birçok aktiviteyi de bünyesinde barındırmaktadır. Bu alışveriş merkezinde sadece pazar günleri alışveriş günüdür. Haftanın diğer günlerinde ise dünya ülkeleri burada kültür günleri düzenlemektedir.
Arkaden: Arkaden ise 120 dükkandan oluşan devasa bir alışveriş merkezidir. İçerisinde birçok restoran da bulunan bu yere de kesinlikle uğramanızı öneririz.
Friedrichsrasse: Checkpoint Charlie kontrol noktasından geçtikten sonra sizler uzun bir alışveriş caddesi karşılayacaktır. Bu caddenin ağırlıkla lüks mağazalardan oluştuğunu göreceksiniz. H&M, Lacoste, MarcO’Opollo, Lush gibi mağazalarda en yeni sezon trend ürünler satın alabilirsiniz.
Berlin’den Ne Alınır?
Çikolata: Berlin’den Ne Alınır konusunda vereceğimiz ilk tavsiye tahmin edebileceğiniz üzere çikolata olacaktır. Bu ülkede, bu şehirde aklınıza gelemeyecek çeşitte çikolata üretilmektedir. Likörlü ya da likörsüz, fındıklı ya da sade, bitter ya da sütlü ayrımı olacak şekilde binlerce farklı şekle sahip çikolatalardan istediğinizi satın alabilirsiniz.
Clup-Mate: Berlin’de zevkle içebileceğiniz alkolsüz içeceklerden birisi olan clup-mate, mate yapraklarından elde edilerek hazırlanmaktadır. İçerisinde bulunan kafein oranı kahveye çok yakın olan bu gazlı içecekten yanınıza mutlaka alacağınızı söyleyebiliriz.
Ampelmannlar: Berlin’den alabileceğiniz en güzel simgesel eşyalardan birisi de Ampelmannlar olacaktır. Trafik işaretleri içerisinde sevimli adamlar göreceksiniz. Almanlar, kültürel hediye olabilmesi için trafik işaretleri içerisinde bulunan sevimli adamları hediyelik eşya olarak satışa sunmaktadır.
Berlin’de Ne Yenir? En Popüler Yöresel Yemekler
Berlin ile ilgili hazırladığımız rehberin son bölümünü elbette yemek kültürüne ayırdık. Berlin’de Ne Yenir üzerine araştırma yapan kişilere çok güzel ve çok lezzetli bir liste oluşturmaya çalışacağız. Kültürel anlamda oldukça zengin olan bu şehrin gastronomi alanında da zengin seçenekler sunduğunu söyleyebiliriz. Berlin’de sadece Alman mutfağına yönelik lezzetler bulunmuyor. Bu ülkede aynı zamanda İtalyan, Türk, Vietnam, Çin mutfağına özgü lezzetler de sunuluyor.
Berlin’de damak lezzetinize uygun her türlü yiyecek bulabilirsiniz. Kebap, hamburger, pizza, spagetti, salata, çikolatalı kek ne ararsanız Berlin’de en lezzetli olacak şekilde bulabilirsiniz. Türk kültürünün ve Türk lezzetlerinin elbette oldukça ön planda olduğunu söyleyebiliriz. Berlin’de Yenilecek Şeyler;
Pretzels
İlk kez 7. yüzyılda yapılmış olan Pretzes, Dünya’nın bilinen en eski atıştırmalık yiyeceğidir. Kıtır kıtır, çıtır çıtır olan bu atıştırmalığın oldukça doyurucu olduğunu göreceksiniz. Fiyatının çok düşük olması insanları bu atıştırmalığa iten en önemli şeylerden birisidir. Genelde sade versiyonu tüketilse de peynirli, çikolatalı versiyonlarının da bir hayli satıldığını söyleyebiliriz.
Döner Kebap
En çok Türk nüfusunun bulunduğu ülkelerden birisi de Almanya’dır. Berlin’e gittiğinizde emin olun dil sorunu yaşamazsınız. Şehrin dört bir yanında bulunan Türkler, mutfağımızın bir kısmını Almanya’ya taşımız durumda. Berlin’de hangi sokağa girerseniz girin bir dönerci göreceksiniz. Berlin’de açılan işletmeler daha çok döner kebap üzerine yoğunlaşmışlardır. Ülkede et ucuz olduğu için döner kebap, Adana kebap, tavuk şiş, şiş kebap gibi lezzetleri oldukça ekonomik fiyatlara yiyebilirsiniz.
Schnitzel
Şnitzel yemek kültürünün yavaş yavaş bizlerde de oluştuğunu söyleyebiliriz. Berlin’de servis edilen Schnitzel ağırlıkla domuz etinden elde edilen bir parça ile servis edilir. Ancak şehir içerisinde bulunan bazı restoranlar hindi veya sığır eti de kullanmaktadırlar. Bir dilim hindi, sığır ya da domuz eti özel soslarla harman edildikten sonra fırında atılarak pişirilir. Bu yemeğin kalitesini gösteren en önemli şey dışının çıtır çıtır oluşu ve içinin yumuşak kalmasıdır. Berlin’de sadece Schnitzel üzerine hizmet veren birçok restoran bulunmaktadır.
Kartoffelpuffer
Berlin’de pankek oldkça farklı bir şekilde yapılıyor. Patatesi rendeden geçiren yerel halk içerisine un, soğan ve yumurta ekledikten sonra elde ettiği karışımı pankek şeklinde pişiriyor. En güzel sokak lezzetlerinden birisi olan bu atıştırmalık şehirdeki birçok restoranda yan yemek olarak sunuluyor. Tercihinize bağlı olarak ya tatlı ya da tuzlu olarak siparişinizi verebilirsiniz.
Spatzle
Berlin’de ana yemeklerin yanında pilav işlevi gören oldukça güzel bir yemek var. Spatzle, erişte ile makarnaya benzeyen oldukça lezzetli bir yemek türüdür. Oldukça doyurucu olan bu yemeğin pesto, mantar, mercimek ve mercimek ile lezzetlendirildiğini görüyoruz. Bazı bölgelerde içerisine elmalı sos ilave edilen bu yemek Apfelspatzle adı ile tatlı olarak da sunuluyor. Berlin’de yaşayan insanlar için bu yiyeceğin acil durum kiti olduğunu söyleyebiliriz.
Maultaschen
Türklerin mantısı ile İtalyanların ravyolisi karıştırıldığında Almanların Maultaschen yemeği ortaya çıkmaktadır. Hazırlanan hamur içerisine peynir, kıyma, ıspanak, baharat çeşitlerinden uygun olanlar ekleniyor. Ispanak, kıyma ya da peynir seçiminden birisi ile doldurulan Maultaschen kızartma veya haşlama yolu ile pişirildikten sonra servis edilmektedir.
Currywurst
Currywurst tamamen sos ile hazırlanan bir yemek türüdür. Berlin’de oldukça yaygın olan bu yemekte kullanılan sosis domuz etli olduğunu hatırlatmak istiyoruz. Sosisler servis edilmeden önce ketçap ve köri sosu ile tatlandırılmaktadır. Currywurst, Berlin mutfağının en çok tüketilen yemeklerinden birisidir.
Königsberger Klopse
Berlin’de Ne Yenir? Konusunda yine efsane bir lezzet sunmaya çalışacağız. Çoğu zaman sığır, ara ara ise domuz ve sığır eti karşımı ile hazırlanan bu köftelerin içinde un, soğan, yumurta ve ançüez bulunmaktadır. Hazırlanan köfteler et suyu ile pişirildikten sonra kapari ve limon ile servis edilmektedir. Köfte yanında aynı zamanda kremalı sos ve patates püresi de verilmektedir.
Senfeier (Hardallı Yumurta)
Berlin’e özgü yerel lezzetlerden birisi de Senfeier’dir. Berlin’de helal gıda yiyecek arayan, vejetaryen beslenen kişilere çok iyi bir seçenek olan bu yiyeceği kesinlikle denemenizi öneririz. Sarısı iyice katılaşana kadar yumurtaların iyice haşlandığını düşünün. Haşlanmış yumurtanın dilimlenip hardal sos ve patates püresi ile lezzetlendirilen bu yemeği şehir içerisinde birçok işletme başarılı olarak sunmaktadır.
Apfelstrudel
Berlin, Avusturya, Macaristan ülkelerinin ortak lezzetlerinden birisi de Apfelstrudel’dir. Aslı elmalı turta olan bu yiyeceğin bizim damak tadımıza oldukça uygun olduğunu söyleyebiliriz. Çıtır bir hamurun içi elma ya da elmalı marmelat ile doldurulduğunu düşünün. Üzerine dondurma, tarçın, kuru üzüm, vanilya ilave edile bu yiyecek Berlin’in hemen hemen her cafe ve pastanesinde bulunmaktadır.
Berliner Pfannkuche
Berlin’de Ne Yenir? Yazımızın da sonuna gelmiş bulunuyoruz. Bölgede yiyebileceğiniz son yemek Berliner Pfannkuche’dir. Bu yiyecek aslında Amerikalıların donutlarına oldukça fazla benzemektedir. Kızarmış hamurlar yağda kızartıldıktan sonra pudra şekeri ile süslenir. Oldukça lezzetli olan bu yiyeceğin hem yağlı hem de ağır olduğunu söyleyebiliriz. Servisi sırasında isteyen kişiler reçel, çikolata ve vanilya sosu ile bu yiyeceği tatlandırabilirler.
Berlin Gezilecek Yerler rehberimizin sonuna gelmiş bulunuyoruz. Almanya ve Berlin ile ilgili sizlere çok detaylı bir liste oluşturduğumuzu düşünüyoruz. Daha önce Almanya’ya Berlin’e gitmiş kişilerin önerileri ile listemizin daha da zengin hale geleceğini söyleyebiliriz. Yorumlar üzerinden listemizi geliştirecek her türlü fikir, öneri ve tavsiyelerinizi bizlere ulaştırabilirsiniz.