Kıyı Ege denildiğinde veya İzmir, Efes,
Kuşadası isimlerini duyunca gözünüzün önüne mavi denizler, şemsiye yığını
plajlar ve Güneş geliyorsa gelin beraber bu tabuyu yıkalım...

Birazdan okuyacaklarınızı yılın her ayı
yapabilirsiniz; ancak çocuklu bir aile değilseniz ve bir de üstüne kültür
turizmine ve biraz da dinginliğe ilginiz varsa bu önerimiz sizlik. Ekim
sonundan Nisan ortasına dek terlemeden ve hatta belki biraz da yağmurla
ıslanarak gezmeye hazırsanız başlayalım...

İzmir Havalimanı (Adnan Menderes) üstünden
İZBAN veya HAVAŞ ile doğrudan ulaşabileceğiniz İzmir’in güney ilçesi Selçuk
başlı başına bir açık hava müzesi. Araçla ise Aydın Otoyolu üstünden Selçuk
yönüne Belevi gişelerinden çıkılarak ilçeye ulaşılabilir. İlçenin sahip olduğu
güzellikleri ve değerleri bir içerikte paylaşmak insafsızlık olabilir; ama
kısaca tümüne değinmek ve olası bir rota çizmek istiyoruz.

Biraz daha gençlere ve orta yaşa hitap
etmek istediğimiz için iki gece konaklamalı düşündük. Böyle bir planda
konaklama için iki önerimiz var: Ya her iki geceyi de Selçuk’ta geçirmelisiniz
ya da birini Selçuk’ta birini bu ilçeye bağlı Şirince isimli şirin köyde...

Aracınızla geliyorsanız rotamız sizlik.
Aksi durumda ya araç kiralamanızı ya da bir taksiyle anlaşmanızı önerebiliriz.
Takdir sizin ve elbette bütçenizin...

Güzel bir serpme kahvaltıyla başlanan
günün ardından araçla güneye, Germencik yönüne gittiğinizde Çamlık Köyüne
ulaşıyorsunuz. Burada yaklaşık bir saatiniz gidebilir; ancak Buharlı Lokomotif
Müzesi görülmeye değer yerlerden birisi. Ayrıca, görüp görebileceğiniz günümüze
en yakın tarihli eserlerde burada sergileniyor. Planın geri kalanı yüzlerce
ve/veya binlerce yıl geriden kalanları kapsıyor...

Dönüş yolunuzda Meryem Ana Evi’nde biraz
zaman geçirip Efes’in güneydoğu yönündeki, yani size en yakın kapısına
aracınızı park edebilirsiniz. Yanınızda bir küçük su şişesini ve her ihtimale
karşı şemsiyenizi hazır bulundurun. Giriş sonrası cüzi bir miktar ödeyip
kulaklık kiralamanız, gördüğünüz hayret verici detay ve yapılar hakkında bilgi
sahibi olmanızı kolaylaştıracaktır. Aracınızı park ettiğiniz yerden ötürü,
yürüyüş sırasında hep sağ veya hep sola odaklanın; çünkü dönüş yolu sıkıcı
olabilir. (Turla gelenleri araçlar bir kapıda bırakıp diğer kapıda aldığı için
ne yazık ki sizin iki misli yürümeniz gerekecek.)

Kafi düzeyde yorulmuş olabilirsiniz; ama
gördüğünüz yer sayısı sadece üç oldu. Yani koca bir şehir olan Efes, listede
sadece tek madde olarak geçti. Bunun için inat edip hemen yanı başındaki Yedi
Uyurlar’a da uğramanızı tavsiye ediyoruz. Sonrasında da geriye fazla bir şey
kalmamış olan Artemis Tapınağı’na...

Artık günün sonuna gelmişken ister
otelinizdeki yemeklerin tadını çıkarın isterseniz yöredeki çöp şiş
restoranlarından birine uğrayın. (Çöp şiş konusunda en iyisini denemek
isterseniz navigasyona Ortaklar yazmanız gerekiyor. Aydın’ın ilçelerinden olan
Ortaklar’a araçla bir saate varmadan ulaşabilirsiniz.)

Ertesi gün önerimiz ise Efes Arkeoloji
Müzesi’nde yaklaşıl bir saatinizi geçirmeniz olacak. Ardından hemen yürüme
mesafesindeki yerleri görmenizi öneririz. Selçuklu mimarisinin en çarpıcı
örneklerinden biri olan İsa Bey Camii mutlaka görmeniz gereken yerlerden
birisi. Ayrıca yanı başındaki St. Jean Kilisesi ile Selçuk Kalesi’ni de
listenize ekleyin. 

Tüm bunları sindirerek gezip gördüğünüzde
saatler öğle yarısını gösteriyor olacaktır. Şimdi otelden çıkıp yolunuzu doğu
yönüne, Şirince Köyü’ne çevirebilirsiniz. Köy, adını kıyamet senaryolarıyla tüm
Dünya’ya duyurmuştu. Bizim önerme nedenimiz ise yol üstündeki manzarası,
şahsına münhasır evleri ve meyve şarapları... Bu köydeki konaklama
tesislerinden birinde bir gece geçirip “huzurlu uyku” tanımınızı baştan
yazabilirsiniz. 

Şansınız yaver giderse biraz kar görebilir
veya en azından Ege yağmuru altında tarih kokan sokaklarda adımlayabilirsiniz.
Meyve şarabının tadına bakmadan ve yörede son derece meşhur olan çöp şişle bir
öğün geçirmeden dönmemenizi tavsiye ediyor ve şimdiden iyi bir tatil diliyoruz...

Kış Mevsiminde Selçuk Kaçamağı