İç Anadolu Bölgesi'nin en kalabalık şehirlerinden birisi de Kayseri'dir. 2019 nüfus sayımlarına göre 1 milyon 400 bin nüfusa sahip olan Kayseri, tarih boyunca hep önemli bir yere sahip olmuştur. Kayseri'yi ziyaret ettiğinizde Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı'ya ait yüzlerce han, cami, kale, hamam, kilise, kümbet ve kervansaray bulunduğunu göreceksiniz.
Selçuklu döneminden kalma eserlerin ön planda olduğu Kayseri aynı zamanda esnaflığı ve ticareti ile de ünlüdür. Şehrin geneli memur olsa da ticaret, tarım ve hayvancılık ana gelir kaynaklarından birisidir. Kışın Kayseriye geldiğinizde Erciyes'e kesinlikle çıkmanızı öneriyoruz. Unutmadan, buraya kadar gelmişken Kayseri Mantısı ve Kayseri Yağlaması yemeden asla dönmeyin. Asıl konumuz olan Kayseri Gezilecek Yerler konumuza dönecek olursak;
Arkeoloji Müzesi
1950’li yıllarda ziyarete açılan Kayseri Arkeoloji Müzesi, şehrin en gözde ziyaret yerleri arasında gösteriliyor. Müzeyi ziyaret ettiğinizde içerisinde Tunç Çağı başta olmak üzere Helenistik döneme kadar her döneme ait izler bulunduğunu göreceksiniz. Müze, Tunç Çağına ait taşlar, Helenistik döneme ait mermer, heykel ve lahitler gibi oldukça kapsamlı eserlere ev sahipliği yapmakta.
Erciyes Dağı
İç Anadolu Bölgesinin en yüksek dağı olan Erciyes, Kayserinin şehir sembollerinden birisidir. 3916 metre yüksekliğe sahip olan Erciyes, Kayseri’nin kış turizm merkezidir. Kış aylarının gelmesi ile beraber Erciyes Dağı’nda sayısız etkinlik sizleri bekliyor. Sahip olduğu kayak merkezinde tüm kış sporlarının yapıldığını rahatlıkla görebilirsiniz. Her seviyeye uygun pistler ve zengin konaklama seçeneği ile Erciyes’i kesinlikle gezi rehberinize eklemenizi öneririz.
Gevher Nesibe Hastanesi
Gevher Nesibe Hastanesi, I. Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından 1206 yılında yaptırılmıştır. Gevher Nesibe Sultan tarafından verilen vasiyet ile yapılan bu hastanede Selçuklu mimarisinin tüm incelik ve zarafeti görülebiliyor. Bu hastanede hastalara tamamen doğal narkoz yöntemleri uygulanıyor. Su ve kuş sesi eşliğinde dinlenen hastalar, buradan tamamen rahat ve iyileşmiş bir şekilde ayrılıyor. Katarak Ameliyatının en başarılı uygulandığı hastanenin bir de müze bölümü vardır. Pazartesi hariç haftanın 6 günü bu müzeyi de ziyaret edebiirsiniz.
Döner Kümbet
Döner Kümbet’in Prenses Şah Cihan Hatun adına 1279 yılında yaptırıldığı düşünülüyor. Selçuklu Döneminin en gözde eserlerinden birisi olan Döner Kümbet’in 12 köşeli bir silindir yapısı bulunuyor. Döner Kümbet’i ziyaret ettiğinizde dış bölümündeki kabartma ve desenlerin ne kadar özenli bir şekilde işlendiğini görebilirsiniz.
Ali Dağı Yeraltı Şehri
Kayseri Gezilecek Yerler listenize şimdi çok özel bir yer ekliyorum. Bölgede bulunan eski konakların tadilatı sırasında keşfedilen Ali Dağı Yeraltı Şehri, bir anda Kayseri turizmini harekete geçirmiştir. Yerlatı şehrinin M.S. 3. yüzyılda inşa edildiği düşünülüyor. Bizans dönemine ait olan yeraltı şehrinde birçok oda ve tünel, depo bölümleri, hava bacası ve kanal bulunuyor. Keşiften sonra çok güzel bir şekilde ışıklandırılan yerlatı şehrine kesinlikle uğramanızı öneriyoruz.
Seyyid Burhaneddin Hz. Türbesi
Seyyid Burhaneddin Hazretleri Anadolu’nun en büyük İslam alimlerinden birisidir. Kendisi Mevlana Celaleddin Rumi’nn hocası olup onun yetişmesinde büyük bir paya sahiptir. Yaşamının son 10 yılını burada, Kayseri’de geçiren Seyyid Burhaneddin Hazretleri, vefatından sonra Kayseri’ye defnedilmiştir. Şehir merkezinde yer alan türbe Kayseri’nin en çok ziyaret edien türbeleri arasında yer alıyor.
Kurşunlu Cami
Kayseri’de ağırlıkla Selçuklu mimarisi olsa da Osmanlı’ya ait izler de görebilmek mümkün. Mimar Sinan’ın eserlerinden birisi olan Kurşunlu Cami, hala ilk gün ki görkemini üzerinde taşımaya devam ediyor. Tek kubbeli ve tek minareli olan caminin kubbe bölümü kurşunla kaplanmış olduğu için cami bu isimle adlandırılııyor.
Kayseri Kalesi
Erciyes Dağından sonra Kayseri’nin şehir sembollerinden birisi de Kayseri Kalesi’dir. M.Ö 250’li yıllarda yapılmış olan kale günümüzde bile hala yüksek surlara, görkemli duvarlara ve heybetli burçlara sahip. Kaleyi inceleme fırsatınız olursa mimarisinde Roma ve Bizans dönemine ait birçok izin bulunduğunu göreceksiniz. 2013 yılında büyük bir tadilata giren kale 2019 yılında ziyarete tekrardan açılmıştır. İlk maddede belirttiğimiz Arkeoloji Müzesi tam da burada, kalenin içerisinde yer almaktadır.
Melikgazi Kalesi
Kayseri’nin Melikgazi ilçesinde yer alan Melikgazi Kalesi aynı zamanda Zamantı Kalesi olarak da bilinmektedir. Kale, Elbistan yolunu kontrol etmek için yapıldığı düşünülüyor. Yapı, Kayseri’ye gelen kişiler tarafından en çok ziyaret edilen tarihi yerler arsında yer alıyor.
Selçuklu Müzesi
Kayseri Gezilecek Yerler listesi oluşturan herkesin listesinde olması gereken bir yer de Selçuklu Müzesi’dir. Yukarıda belirtmiş olduğumuz Gevher Nesibe Medresesi içerisinde yer alan Selçuklu Müzesi içerisinde Selçuklulara ait birçok eserin sergilendiğini göreceksiniz.
Atatürk Evi Müzesi
Milli Mücadele döneminde Mustafa Kemal Atatürk yurdu karış karış gezerek neler yapılabileceğine bakıyordu. 20 Aralık 1919 tarihinde Kayseri’ye gelen Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ile beraber burada, şehrin en görkemli konağında misafir edilmiştir. Coşkulu bir şekilde karşılanan Atatürk, Milli Mücadele ile ilgili oldukça önemli kararları burada, konakladığı evde almıştır.
Atatürk Müzesi olarak kullanılan konağın çok ama çok özenli bir şekilde korunduğunu söyleyebiliriz. O zamanlar Raşit Ağa Konağı olarak adlandırılan yapı 1986 yılında Atatürk Evi Müzesi olarak adlandırılmıştır. Konağa girip ikinci kata çıktığınızda Atatürk’ün kaldığı odayı göreceksiniz. İçerisinde birçok fotoğraf ve önemli belgenin de yer alması, ziyaretçilerde daha ayrı bir merak uyandırmaktadır.
Karatay Han
-
Karatay Han
Selçuklu Dönemi için gösterilebilecek en güzel kervansaray örneğinin Karatay Han olduğunu söyleyebiliriz. İnce taşlardan yapılan bu handa el işçiliği ve süslemeciliğin çok iyi bir şekilde görüldüğünü söyleyebiliriz. Ayrıca bu kervansarayda birçok bölümün hala ayakta olduğunu göreceksiniz.
Sahabiye Medresesi
Kayseri içerisinde Selçuklu dönemine ait birçok eserin günümüze kadar ulaşmayı başardığını göreceksiniz. Selçuklu Mimarisi denildiğinde akla ilk gelen eserlerden birisi de Sahabiye Medresesidir. Selçuklu’nun vezirlerinden birisi olan Sahip Ata Fahreddin Ali tarafından 1267 yılında yaptırılan bu medrese tüm olumsuz şartlara rağmen kendisini korumayı başarmıştır.
Medreseye girdiğinizde karşınıza ilk olarak görkemli bir çeşme çıkacaktır. Köşeli açık avluya sahip olan medresenin halen birçok odası sağlam durumdadır. Kent merkezinden, Cumhuriyet meydanından yürüyerek medreseye kolay bir şekilde ulaşabilirsiniz.
Güpgüpoğlu Konağı
Ahşap ile taş işçiliğinin bir arada olduğu Güpgüoğlu Konağının 1419 yılında inşa edildiğini görüyoruz. Arkeoloji müzesi olarak kullanılan yapı geçmişte haremlik ve selamlık olmak üzere 2 ana bölüme sahip olduğu görülüyor.
Soğanlı Harabeleri
Kayseri kent merkezine 70 kilometre kadar uzaklıkta olan Soğanlı Harabeleri, Kapadokya bölgesinin izlerini taşıyor. Karakterstik olarak peri bacalarına benzeyen Soğanlı Harabeleri, oldukça güzel görüntülere sahiptir. Buraya kesinlikle uğramanızı, yöre insanlarının el işçiliği ile yapmış olduğu hediyelik eşyalardan satın almanızı öneriyorum.
Saat Kulesi
1906 yılında yapılan Kayseri Saat Kulesi, 114 yıldır kesintisiz çalışıyor. Tavlusunlu Salih Usta tarafında yapılan kule yavaş yavaş şehrin sembollerinden birisi haline gelmiştir. Genellikle birçok kişi Saat Kulesi önünde fotoğraf çekinmek için gelmektedir.
Şahruh Köprüsü
Yapılış tarihi tam olarak bilinmeyen Şahruh Köprüsü Kayseri’nin Sarıoğlan ilçesinde yer alıyor. Tarih boyunca sayısız kez onarılan köprü tahminlere göre Alaüddevle Bozkurt Bey’in oğullarından Şahruh Bey tarafından yaptırıldığı belirtiliyor. Köprünün bu nedenle bu isimle adlandırıldığını görüyoruz.
Kapuzbaşı Şelaleleri
Kayseri’yi ziyaret eden kişilerin en uğrak noktalarından birisi de Kapuzbaşı Şelalesidir. 60 metre yükseklikten aşağıya doğru akan bu şelalenin efsane bir ortamı bulunmaktadır. Şelale çevresinde bulunan piknik alanlarında keyifli bir piknik yapabilir, suyun sesi eşliğinde kendinizi dinlendirebilirsiniz.
Sultansazlığı Milli Parkı
Kayseri’ye kadar gelmişken uğramanızı istediğim bir yer daha var. Yeşilhisar, Yahyalı ve Develi arasında yer alan Sultansazlığı Milli Parkı, içerisinde birçok güzellik barındırmaktadır. Sultansazlığı içerisinde 500’den fazla bitki türü ve 300’den fazla kuş türünün yaşadığı görülüyor. Aynı zamanda yabani atların da yaşadığı sazlıkta her gün çeşitli etkinlik ve gösteriler düzenleniyor. Sazlık içerisinde bulunan işletmelerde doğal köy kahvaltı mekanlarının da bulunduğunu göreceksiniz. Konaklama konusunda da köy usulü pansiyonlar misafirlerini beklemekte.
Tuzla Gölü
Kayseri’nin hatta İç Anadolu bölgesinin günümüze ulaşmayı başaran son tuz gölünün Tuzla Gölü olduğunu söyleyebiliriz. Geçmişte sayıları çok fazla olan tuz gölü sayısı zamanla insanların ve doğanın etkisi ile beraber yok olmuştur. Ayakta kalmayı başaran Tuzla Gölü 1993 yılında Sit alanı ilan edilmiştir.
Hunat Hatun Cami ve Külliyesi
II. Keyhüsrev Bey’in annesi Mahperi Hatun tarafından 1237 yılında yaptırılmaya başlanan Hunat Hatun Cami ve Külliyesi, 9 yıl gibi bir sürede tamamlanmıştır. Yine Selçuklu mimarisinin en güzel örneklerinden olan bu cami içerisinde bütünü ile bir külliye bulunduğunu görüyoruz.
Selçuklu Uygarlığı Müzesi
Selçuklu Uygarlığı Müzesi binasının yapımı oldukça eskilere dayanmaktadır. Müzenin bulunduğu yapı 1205 yılında I. Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından inşa ettirilmiştir. Osmanlı döneminde de sürekli bakılan bina birçok bakım ve onarım çalışması görmüştür. 1960 yılında büyük bir restorasyon geçiren yapı günümüzdeki halini o bakımda almıştır. 2012 yılında yapının kullanım hakları Kayseri Büyükşehir Belediyesine verilince bu yapının müze olarak kullanılmasına karar verilmiştir. Selçuklu Uyarlığı Müzesi içerisinde Selçuklu Dönemine ait birçok iz bulabilmek mümkündür.
Milli Mücadele Müzesi
Kayseri’de ki modern eğitim ve öğretim II. Abdülhamit tarafından 1904 yılında açılan mektep ile başlamıştır. Kesme taşlardan yapılan Kayseri Lisesi oldukça uzun bir süre eğitim ve öğretim için kullanılmıştır. Yapının iyice eskidiğine karar verildiğinde buranın müzeye dönüştürülmesine, okulun ise yeni binasına taşınmasına karar verilmiştir.