Edirne, uzun yıllar Osmanlı için başkent görevini sürdürmüş
ve sonraki yıllarda da devletin Balkanlar’a açılan penceresi olması nedeniyle
özel bir ilgi görmüştür. Edirne, Osmanlı mimarisinden en çarpıcı örnekleri
barındıran bir açık hava müzesi görünümündedir. Mimar Sinan’ın ustalık eseri
olarak yorumladığı Selimiye Cami’nden hemen yanı başındaki Ulu Cami’ye, Sultan
II. Bayezid Külliyesi’nden Üç Şerefeli Cami’ye dek birçok eser hâlen Edirne’de
ayaktadır. Tüm bu eserlerden başka, tamamı kullanılan ve kimi tarihlerde bazısı
onarım görmüş köprüler de hatırlanmaya değerdir. Şehrin bugünkü sınırlarından
Meriç, Ergene, Tunca ve Arda’nın geçtiğini hatırlatalım. Özellikle şehir
merkezinden geçen Meriç ve Tunca birazdan okuyacağınız birçok köprünün yapımına
neden olurken, Ergene’nin de hakkını teslim etmek gerekiyor.
İçeriğimizde sizler için Edirne’deki tarihi köprüler
içerisinde en özel yere koyduğumuz on köprüyü derledik. Günün birinde yolunuz
düştüğünde sizden önce kimlerin ne zamandan beri geçtiğini düşünerek farklı bir
hisse kapılabilir ve bu tarihi yapıları fotoğraflayarak
ölümsüzleştirebilirsiniz…
1. Uzunköprü
Dünya’nın en uzun taş köprüsü olan Uzunköprü, bulunduğu
yerdeki ilçeye de ismini vermiş bir yapı. Sultan II. Murat devrinde, 1400’lü
yıllarda inşası tamamlanan köprü, Ergene’nin iki yakasını yüzlerce yıldır
birleştiriyor. 13 kilometreye yakın uzunluğa sahip olan Uzunköprü’nün 170’i
geçkin kemeri mevcut.
2. Gazimihal (Hamidiye) Köprüsü
Bazı kaynaklarda Taş Köprü olarak geçen Gazimihal Köprüsü
Edirne’de Kapıkule güzergahı üstünde bulunuyor. 1420 yılında yapılan köprü,
Tunca üstünde bulunuyor. Esasen burada daha önceden de bir köprü olduğu; ancak
Osmanlı döneminde Gazi Mihal Bey tarafından tam teşekküllü şekilde onarıldığı
için bu ismi almış. 180 metreyi geçkin uzunluğuyla görülmesi gereken tarihi
köprülerden birisi...
3. Bayezid Köprüsü
Diğer köprülere göre biraz daha bakımsız hâliyle üzüntü yaratan
Bayezid Köprüsü, ismini yaptıran devrin padişahından almış. Köprü Tunca üstünde
olup Sultan II. Bayezid Külliyesi Sağlık Müzesi’nin hemen yanı başında
bulunuyor. Yeni İmaret Köprüsü olarak anılan köprü 100 metre civarında...
4. Fatih (Bönce) Köprüsü
Bir diğer tarihi yapı olan Adalet Kasrı’nın yanında, 35
metreye yakın uzunluğuyla Tunca’nın iki yakasını kavuşturan Fatih Köprüsü
mutlaka fotoğraflamanız gereken eserlerden sadece bir başkası…
5. Saraçhane Köprüsü
Tunca üstündeki bir başka tarihi köprü olan Saraçhane
Köprüsü 1450li yıllarda yapılmış. 120 metre civarında uzunluğa sahip olan
köprünün orta kemeri 1702 yılında yıkılmış ve tamirat sonrası boyu 50 metre
uzamıştır.
6. Saray Köprüsü (Kanuni Köprüsü)
Tunca Nehri’nden geçen ve çoğunlukla Edirne’ye bağlamış
olduğu saraydan ötürü Saray Köprüsü olarak anılan Mimar Sinan’ın yapıtı tam 80
metre uzunluğunda. Devrin sultanı I. Süleyman’dan ötürü Kanuni Köprüsü şeklinde
de anılan yapı, Sarayiçi bölgesinde bulunuyor.
7. Tunca Köprüsü
Tunca üstünden Edirne ve Karaağaç’ı birbirine bağlayan Tunca
Köprüsü, 1600’lü yıllardan hizmete alınmış ve 130 metreyi geçen uzunluğu ve şık
tasarımıyla dikkat çeken bir başka köprüdür. Geçtiğimiz yıllarda restore edilen
köprüyü geçip Karaağaç’ta bir mola vermeyi düşünebilirsiniz.
8. Yalnızgöz Köprüsü
Sultan II. Bayezid Külliyesi Sağlık Müzesi’nin yakınında
bulunan bir başka köprüdür. (Diğer için Bkz. Bayezid Köprüsü) 1570 yılında, II.
Selim döneminde yaptırılan köprü kesme taştan olup sivri kemerlidir.
9. Mecidiye (Meriç) Köprüsü
Meriç Nehri üstüne kurulu olan ve 260 metreyi geçkin
uzunluğuyla dikkat çeken yapı 1840’lı yıllarda tamamlanmıştır. Özellikle gece
aydınlatmasıyla apayrı bir görünüme kavuşan Mecidiye Köprüsü, gece
fotoğrafçılığına ilgi duyanların mutlaka görmesi gereken yapıların başında
gelmektedir.
10. Yıldırım Köprüsü
Kapıkule yönünde giderken rast geleceğiniz Yıldırım Köprüsü,
Gazimihal Köprüsünün hemen ardından gelir. Döneminde, olası su taşkınlarına
karşı yapıldığı düşünülen tarihi yapı günümüzde de yılın çoğunda kuru toprak
üstünde bulunmaktadır. 120 metre uzunluğundaki köprü Bizans döneminden olsa da,
geçirdiği hemen her onarımla beraber bir Osmanlı eseri görünümüne ulaşmıştır.